Ana Sayfa |
|
Evrensel - Tahir Şilkan- 2 Haziran 2013 |
GERÇEK BİR YARATICI YAZAR: ORHAN KEMAL |
Bugün toplumcu-gerçekçi edebiyatımızın ustalarından Orhan Kemal'in 43. ölüm yıl dönümü. Gelecek yıl 100. doğum gününü kutlayacağımız Orhan Kemal'in, bıraktığı miras geleceğimize ışık tutuyor. Tahir ŞİLKAN
"...Yazmak için yaşamak, duymak, halkı algılamak gerekir. Bir yazı adamı için çok gereklidir halkın içinde kalabilmek. Ve halkın değişimini algılamak. Hatta değişimi yakalamak, bu değişimin dışına düşmemek..." Orhan Kemal, emekçi sınıfın yazarıdır. Hayatı ve insanları tanıdığı, sınıf bilinci kazandığı ilk günden itibaren, kaderini bağladığı insanların, emekçilerin gerçeğini anlatmıştır. Orhan Kemal, gerçek bir yaratıcı yazar olarak, yazdığı öykü, oyun ve romanlarında; tanıdığı, sevinç ve korkularını, özlemlerini, beklentilerini, kaygılarını çok iyi bildiği insanları anlatmıştır. Anlatmak için çok iyi gözlemlemek, bilmek, tanımak önemli ve gereklidir ancak yalnızca bunların yetmeyeceği de açıktır. Çok iyi tanınan fabrika işçileri, çırçır, patoz, tarım işçileri, ırgatlar, sokak satıcıları, küçük esnaf ve zanaatkarlar, onların çalışma koşulları, yaşadıkları çevre, gittikleri kahve, kebapçı, genelev, şu bu... Yazmak için bunları görmenin dışında yazar tarafından bunların anlamlandırılması gerekir. Bunun için bilgi, içselleştirilmiş bilginin, bilincin bulunması zorunludur. Orhan Kemal hayatı yaşayarak öğrenenlerdendir. 1950'den sonra birbiri ardına yazdığı öykü ve romanlarında, iyi bildiği insanların hayatını çok etkileyici, yaşayan roman kahramanları yaratarak anlatmıştır. Onun öykü ve roman kahramanları canlı gibidir. Okuduğunuzda hikayeleri anlatılan kişileri çok iyi tanıdığınızı, bildiğinizi duyumsarsmız. Edebiyatımızın en iyi anlatılmış roman kahramanları arasında Orhan Kemal'in anlattıkları ilk sıralarda yer alır. Onun öykü ve romanlarında; geçimlerini sağlamak için en güç, en ağır çalışma koşullarında çalışmak zorunda kalan çocuk, genç, yaşlı, kadın erkek emekçiler vardır. Sınıf değiştirmek isteyen, yükselmek daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak isteyen genç kızlar, köyden kente ekmeğini kazanmak ve üretilen değerden payını almak için gelmiş, mücadele eden, çoğu zaman örgütsüz, örgütlenmek istediğinde başına patronun ve patronun destekçisi devletin sopasını yiyen insanlarımız vardır.
İNSAN OLMA HAYSİYETİ Yalın ve kısa cümlelerle yazmıştır. Açık seçik, anlaşılır, dolaysız metinlerdir yazdıkları... Girift, karmaşık anlatımlar yoktur. Edebiyatta özün biçimden daha önemli olduğuna inandığını ifade eden Orhan Kemal, "...Biçim ve deyiş oyunlarıyla okuyucuyu aldatmayı sevmem. Sanatı ya bir akrobat gibi ya da insan olma haysiyeti ile bir ödev gibi kabul etme var. Ben ikinciye inanıyorum." Öncelikle bilinçli bir okuyucudur Orhan Kemal. Dünya ve ülke edebiyatından haberlidir. Çünkü Orhan Kemal'e göre; "... İyi bir hikayeci, romancı, çok iyi bir sanatçı olmak bir yana, çağının ileri kültürünü edinmiş olmalıdır." Orhan Kemal, geçtiği yolları, sokaktaki, kahvedeki, parktaki insanı gözlemleyen, dinleyen, anlamaya çalışandır. İnsancıl bir yazardır Orhan Kemal. Bunu, bütün yazdıklarında ortaya koymuştur, söylemiştir de: "... 72. Koğuş'un Ahmet Kaptanı'nı sevdiğim kadar, Berbat Tevfik'i de severim. Vukuat Var'ın, Elçi Çemşir, Hamza ve Berber Reşit'ini de severim. Çünkü, en fena insanlar bile, ellerinde olmayan sebeplerle kötü olmuşlardır. Sevilmeye, savunulmaya muhtaçtır..."
YAPITLARDAKİ BÜTÜNSELLİK Orhan Kemal'in yapıtlarında, bölümler arasında birbirine bağlı bir bütünsellik vardır. Olaylar ve insanlar arasındaki bağlantıyı çok başarılı bir kurguyla ortaya koyar, Orhan Kemal. Ayrıntıları açıklanan olaylar tesadüfen gerçekleşmez. Olaylar, yazarın toplumsal çözümlemelerinin ışığında gelişir. Ağalarla köylüler arasındaki uzlaşmaz çelişkinin yüzlerce yıldan bu yana gelen bir toprak paylaşım kavgası olduğunu duyumsarız yapıtları okuduğumuzda. Tek parti iktidarının köylünün değil, ağaların temsilcisi olduğunu, ayak sesleri duyulan yeni iktidarın da farklı olmayacağını, bunun niçin böyle olacağını, gerekçelerini ortaya koyarak okuyucusuna aktarır. Orhan Kemal'in yapıtları okunduğunda, günümüzde de çok tartışılan pek çok tarihsel olgunun yanıtını öğrenebilir okuyucu. Yapıtlarıyla; ülkemiz toplumunu, insanlarını, olayları eleştirel bir bakış açısıyla, gerçekçi ve başarılı bağlantılarla öyle anlatır ki; okuyucu bu yapıtları okuduktan sonra azımsanamayacak bir toplumsal bilinç kazanmış olur. Orhan Kemal, Çukurova'nın katı gerçeğini, toprak kavgasını, emekçilerin alın terini çalanları, yorgunluktan bacağını patoza kaptıranları, sıtmalı çocukları, işsizliği, açlığı, yoksulluğu belleklerden silinmeyecek güzellikte yazdığı gibi, İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan insanları, Beyoğlu'nun arka sokaklarında gençliğini harcayanları, sokak çocuklarını, fabrika işçilerinin dünyasını da aynı güzellikte yazmıştır.
|
|
|