Ana Sayfa

Özgür Gündem - Mazlum Vesek - 2 Haziran 2013

Hatıran önünde saygıyla eğiliriz

 

Öykü ve roman yazarlarından Orhan Kemal, bundan tam 43 yıl önce hayata veda etti. 56 yıllık kısa yaşamında ardında onlarca roman, öykü kitabı, tiyatro eseri ve senaryo bırakan yazar, buna rağmen zorluklarla dolu bir hayat geçirdi. İşçilikten gelen yazar olmanın karşılığı olarak en çok da işçileri yazdı. Bunun içindir ki 2 Haziran 1970'te cenazesi Sofya'dan Türkiye'ye getirildiğinde Babaeski'de yol kenanna dizilmiş işçiler cenaze arabasının önüne gelip, şu sözlerin yazılı olduğu pankartı astılar 'Biz işçiler senin hatıran önünde saygıyla eğiliriz'. Orhan Kemal'den önce de toplumcu gerçekçi çizgide olan yazarlar vardı. Onun çağdaşı yazarlar da sol bir duyarlılıkla yazıp çizmişlerdi. Ancak, Türkiye'de işçiler, hiçbir yazann cenazesine gidip kendi sınıfsal kimlikleri ile çok net bir şekilde bir yazara sahip çıkmamıştı. Peki, ölümünden bunca zaman sonra bile toplumcu-gerçekçi çizgide Orhan Kemal'in en çok anılan yazar olmasının hikmeti nedir? Öncelikle, Orhan Kemal'in yaşam çizgisiyle yazdıklarının birbiriyle uyumlu olması; yani yazdığını yaşayan ve yaşadıklarını yazan bir insan olması onun en belirgin yönüdür.

Sosyalist bir yazar olarak da Orhan Kemal'i farklı kılan bir iki nokta vardır ki, bunlar çok önemlidir. Orhan Kemal, çağdaşı olan sosyalist yazarlara göre geleneksel Türkiye solunun en az etkisi altında kalan yazarlardan biridir. Türkiye komünist hareketinin içinden gelen hemen her yazar, bir yere geldiğinde 'milli mücadelenin antiemperyalistliğine', Türk inkılabına' ve Türk milletinin kurtuluşuna' sarılırken Orhan Kemal, Türkiye'de bütün emekçi halkların bir arada yaşıyor olduğuna ve onların ortak acılarına işaret etti. Türkler, Kültler, Araplar, Lazlar, Boşnaklar, Rumlar, Ermeniler ve diğer halklar onu romanlarında milliyetleriyle anılır ve hiçbiri diğerinden üstün tutulmaz. Orhan Kemal, bütün kahramanlarına sevgiyle bakmıştır.

Ama en çok da, mavi tulumlu el emeğiyle geçinen bilinçli işçilere inandığını ortaya koymuştur. Sosyalistlik adına, Türkiye işçi sınıfını da hiç abartmadan içinde bulunduğu yaşayışıyla olduğu gibi aktardı. İşçilere inanan bir yazar olarak Orhan Kemal, devrim için işçi sınıfı dışındaki dinamiklere inanan sosyalistlerden de ayrılır. Orhan Kemal'in yaşamında ve yazarlığında vurgulanması gereken bir diğer yönü de gerçekten, sadece kalemiyle geçmen; ama kalemini de satmayan bir yazar oluşudur. Bu açıdan son notunda da yazdığı gibi, 'inandığı doğruların adamı' olmuştur. 43 yıl önce onun cenazesine gelip hatırasına sahip çıkan işçiler, sosyalistlere de bu hatıranın önünde eğilmek gerekliğini anlatmışlardır.

 

 
 

[email protected]