Ana Sayfa |
|
Adana Zirve Gazetesi - Haber - 16 Ocak 2014 |
ORHAN KEMAL 100 YAŞINDA SEMPOZYUMU'NDA YAZARIN BİLİNMEYEN YÖNLERİ ANLATILDI |
Çukurova 7, Kitap
Fuarı etkinlikleri kapsamında TÜYAP Fuar Merkezi Çukurova Salonu'nda
"Orhan Kemal 100 Yaşında" sempozyumu düzenlendi.
Sempozyumun açılış
konuşmasını yapan Kültür Fuarları ve Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan
da, Orhan Kemal'i anlamak için sadece kitaplarını okumanın yeterli
olmayacağını, nasıl bir gözlemci olduğunu, hayata nasıl baktığını ve
nasıl yaşadığını da öğrenmek gerektiğini belirterek, "Fuarda açılan
Orhan Kemal Sergisi'nin gezilmesini de şiddetle öneriyorum. Gerçekçi bir
yazarın nerede gezdiğini, gözlemlerini nasıl nota döktüğünü, ondan sonra
da bir romana, bir hikayeye ne şekilde dönüştürdüğünü bilmek, onu
anlamak için çok yararlı olacaktır. Orhan Kemal'in kendi hayatını
anlattığı kitaplar çok önemlidir. Bir yazarın yaşadıklarını, hayatını
roman türünde okumak, bir hayatın romana, öyküye nasıl dönüştürüldüğünü
de en güzel biçimde ortaya koymaktadır. Orhan Kemal'de benim ev sevdiğim
özellik, onun sevecenliğidir.
Doğan Hızlan'ın
sunumunun ardından Nebil Özgentürk'ün yazıp yönettiği "Sanatımızın
Hatıra Deferi Orhan Kemal Bölümü" isimli belgesel gösterimi yapıldı.
Sunumda Adanalı yazar Orhan Kemal'in hayatı anlatıldı ve çocuğuna
bisiklet alamadığı için intihar etmeyi düşünen, daha sonra çocuğu için
yaşamayı seçen, düşünceleri nedeniyle hapse giren, gözlemden, yazmaktan
asla vazgeçmeyen ve 56 yaşında hayatını kaybeden bir edebiyatçının
hayatından enstantaneler anlatıldı.
Işık Ögütçü'nün
babasıyla ilgili anılarını anlatması ve o zamanlar farkında olmadığı
yaşam kesitlerinin, daha sonra babasının romanlarında yer almasından ne
denli etkinlendiğini ifade etmesi, panele katılanları derinden sarstı.
"Babasının bisiklet alamadığı çocuk" sıfatıyla anılan Işık Öğütçü,
babasının kendisine, istemesinden 3 yıl sonra bisiklet alabildiğini
hatırlattı ve sanatçıların değerinin yaşarken bilinmesinin önemine
değindi. Öğütçü, şöyle devam etti: "Keşke babamın sanatçılığı o zaman
değer bulsaydı ve yaşadığı maddi, manevi sıkıntılara katlanmak zorunda
kalmasaydı. Türkiye'de genelde değerlerimiz öldükten sonra
kıymetleniyor. Etkinlik soru cevap bölümüyle sona erdi. |
|
|
|